Babam, yüzmeyi öğrenmemin en iyi yolu beni gölete atmak diye düşünmüş. O günden beri böyle.
Otkad je moj otac pomislio da će me naučiti plivati tako što će me odvesti do jezera i baciti u njega.
Bazen yumruk atmanın en iyi yolu geri adım atmaktır.
Ponekad je najbolji nacin za udarac korak natrag.
Bir yabancı dili öğrenmenin en iyi yolu olduğunu söylerler.
Pa, kažu da je to najbolji način za učenje stranog jezika.
Biliyor musun, Simon Freud demiş ki, kadınları anlamanın en iyi yolu, onları dinlemekten geçermiş.
Znas? Simon Freud je rekao da je najbolji nacin da razumes zene je da ih slusas.
Bu maskaralığın içinde gerçek rolünü saklamanın en iyi yolu başka bir adayı suçlamaktan başka ne olabilir ki?
Koji je bolji način da sakriješ svoju pravu ulogu u ovoj farsi nego da optužiš drugog kandidata da igra tvoju ulogu?
Belki de kanı işlemenin en iyi yolu vücutta işlemektir.
Možda je jedini način liječenja krvi unutar tijela.
Bu, bana göre yaşadığımız inanılmaz kötü süreçten çıkmanın en iyi yolu, evet.
To mi se čini, kao najsigurniji način da se iskopamo iz loše situacije.
Annen burada bulunduysa bunu öğrenmenin en iyi yolu yerel polis olmaktır.
Najbolji način da saznaš da li je tvoja mama odavdje je da postaneš lokalna policjka.
Bunu engellemenin en iyi yolu da sizden gelecek bebeği karnıma koymak.
I najbolji način da ih se zaustavi jest staviti bebu u moju utrobu.
Hava kuvvetleri gücünü yok etmenin en iyi yolu, onu patlatmak.
Najbolji način za sređivanje zračnih snaga je da to dignemo u zrak.
Hayatta kalmalarının en iyi yolu gen havuzunu güçlendirecek kadar sağlıklı birileriyle takılmak.
Najbolja nada za preživljavanje je udružiti se s nekim dovoljno zdravim koji će obogatiti genski fond.
Onun adamlarını kimin hedef aldığını öğrenmenin en iyi yolu aralarına karışmaktır.
Najlakše ćemo otkriti tko je napao njegovu organizaciju tako da uđemo u nju.
Annen vuruldu, neredeyse ölüyordu hatta senin için bu şoku atlatmanın en iyi yolu bir mafyaya gizli olarak girmek midir?
Na majku ti je pucano i umalo je poginula, a tvoja emotivna reakcija na to je da se uvučeš u mafiju kao tajni agent.
Gardımızı düşürmenin bundan daha iyi yolu var mı?
Kako je najbolje natjerati nas na osjećaj sigurnosti?
Beni korumak istediğini biliyorum ama benim bildiğim gibi biliyorsun ki-- Benden daha iyi biliyorsun ki beni korumanın en iyi yolu benden uzak durmak.
Znam da me želiš zaštititi, ali znaš kao i ja, čak i bolje od mene da je najbolji način da me zaštitiš da se udaljiš.
Lewis'e çıkma teklifi etmenin en iyi yolu nedir sence?
Kako bih najbolje Lewisa pozvao na spoj?
Marcel'in dikkatini dağıtmanın en iyi yolu, sevdiği insan kızı vampirlerle dolu bir odaya getirmekten başka ne olabilir ki?
Koji je bolji način da odvučemo pozornost Marselu, neko da njegovu ljudsku djevojku stavimo u sobu punu vampira.
Babanın hatırasını canlı tutmanın en iyi yolu onun hakkında konuşman olacaktır.
Najbolji ćeš sačuvati sjećanja na njega ako pričaš o njemu.
Öğrenmenin en iyi yolu elbette ki onu aramak.
Najbolji način za provjeru... Nazovi ga.
Dr. Cornel'e yaklaşmanın en iyi yolu nedir?
Koji je najbolji način da dođemo do doktora Kornela?
Sizlere Bay Vincent MacKenna'nın nasıl biri olduğunu anlatmanın en iyi yolu benim için yaptıklarını anlatmak olacak sanırım.
Pretpostavljam da najbolji način da vam kažem ko je Vincent McKenna je da vam kažem šta je uradio za mene.
İş güvencesini sağlamanın en iyi yolu kendini vazgeçilmez kılmaktır.
Nema boljeg načina za osigurati radno mjesto, nego li se učiniti neophodnim.
Kampa girmenin en iyi yolu kanalizasyon gibi duruyor.
Izgleda je najbolji ulaz u kamp preko čišćenja septičke jame.
Ondan bilgi sızdırmanın en iyi yolu onu övmek.
Najbolji nacin da ga propuštati brzinu Intel zar da ga hvali.
Oysa onu kızdırmanın en iyi yolu önünde dikilip yol haritasına tersten bakmaktı.
Najlakši način sam se ljutiti, ako sam stajao ispred nje i otvorila karta cesta nije u redu. Sretan korisnika.
Bence seyahat etmek, hayat tecrübesi kazanmanın en iyi yolu.
Da, pa, ja mislim da je putovanje najbolji nacin za dobiti zivotno iskustvo.
İttifak kurmanın en iyi yolu ise evlilikten geçiyor.
A to je najbolje postići brakom.
Ve şu sonuca vardık, birşeyleri ikiye bölmenin en iyi yolu onları gerçekten ikiye bölmektir.
I ispostavlja se kako je najbolji način rezanja stvari napola da ih se zapravo izreže na pola.
Biz de düşündük ki. onlardan öğrenmenin en iyi yolu tüm bu milyonlarca kitapları okumak.
Stoga smo mislili kako je najbolji način da nešto naučimo iz njih taj da pročitamo sve te milijune knjiga.
Eğer gerçekten müziğin oraya gitmesini istiyorsam, benim için bunu yapmanın en iyi yolu dinlemek.
Ako stvarno želim da glazba ide tim putem, najbolji način da to napravim jest da slušam.
Uçakta insanları susturmanın en iyi yolu.
Tako ćete najlakše odbiti ljude u zrakoplovu.
Bu yüzden diyebilirim ki, karar vermenin en iyi yolu hayat amacınızın peşinden gitmek ve yarattığı stresle başa çıkabileceğinize inanmaktır.
Zato, rekla bih da je najbolji način donošenja odluka utrka za nečim što će vašem životu dati smisao, a nakon toga vjera da se možete nositi sa stresom.
Anlaşıldığı üzere, bu en seksi yönümü ortaya çıkarmanın en iyi yolu değildi.
Očigledno, to nije bio najbolji način da prikažem svoju zavodljivu stranu.
Fark, daha ulaşılabilir olmak ve insanların sana ulaşmak için en iyi yolu anlamalarına yardımcı olmak.
Razlika je ta što se tu radi o tome kako biti pristupačniji i kako pomoći ljudima da shvate koji je najbolji način da ti se obrate.
Düşündüğünüzde, bu bilgileri ele geçirmenin en iyi yolu özel yaşamınızı ihlal etmek.
I kad razmislite, najbolji način za dobiti te informacije je ugrožavanjem privatnosti.
Özgün olmak kolay değil, ama şundan şüphem yok: Özgünlük, etrafımızdaki dünyayı iyileştirmenin en iyi yolu.
Da, nije tako lako biti originalan, ali uopće ne sumnjam da je to najbolji način da poboljšamo svijet oko nas.
Açıklık, eşitliği sağlamanın en iyi yolu olarak görünüyor. Maaş saydamlığı buna yardımcı oluyor.
Otvorenost predstavlja najbolji način da se osigura pravda i transparentnost plaća radi upravo to.
Eğer gerçekten bir değişim yaratmak istiyorsanız, bunun en iyi yolu, kendi çocuklarımızdan başlamaktır.
Ako zaista želite stvoriti promjene, najbolje je početi od svoje djece.
(Alkış) Ciddi olmadığını göstermenin en iyi yolu, ahlakla ilgili söylenebilecek her şeyi ufak bir pakete koyup, "Ahlak Bilgisi" adı altında rafa kaldırmaktır.
(Pljesak) Nema boljeg načina da pokažete ljudima kako niste ozbiljni nego da upakirate sve što imate za reći o etici u mali paket s mašnom i pošaljete ga na marginu kao etički tečaj.
insanları korkutmak, onlardan iş çıkarmanın en iyi yolu.
kako je najbolji način da ljudi obave posao tako da ih zastrašujemo.
Ve böylece, insanların nasıl yanlış yaptığını görmenin en iyi yolu kendin yapmak olduğundan şimdi size hızlı bir deney vereceğim, finansal sezgilerinizi iş üzerinde görebilmek için.
I tako, s obzirom da je najbolji način da vidimo kako ljudi griješe taj da to zapravo učinite sami, dat ću vam brzi eksperiment kako bi vidjeli vlastite financijske ustanove na djelu.
O zaman anlarsın her iyi yolu, Neyin doğru, haklı ve adil olduğunu.
Tada ćeš shvatiti pravdu, pravicu, pravednost i sve staze dobra,
Ama siz daha üstün armağanları gayretle isteyin. Şimdi size en iyi yolu göstereyim.
Čeznite za višim darima! A evo vam puta najizvrsnijega!
0.88203501701355s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?
To je bio jedini način da odeš. 